Karşıtlıklar
- haddizatında dergi
- 21 Nis
- 1 dakikada okunur
Çayını aldı camın önüne oturdu. Dışarısı soğuk olmasına rağmen sıkı giyinmiş şanslı insanlar işlerini halletmek üzere karda paytak paytak yürüyorlardı. Kafasından hep bir şeyler geçen modern çağın meşgul insanlarıydı onlar. Uzayı, gezegenleri, yeni icatları, robotları çok düşünürlerdi.
En az düşündükleri ise kendilerine en yakın olanlardı. Mesela kendileri, amaçları, görevleri... Uzaklığı mesabesinden değil samimiyetsizliğinden sebep çevreleri vardı bir de. Yakın da olsa onları düşündükleri de pek söylenemezdi. Dedik ya şanslılardı, onları koruyan cillop gibi giysilerin emniyetinde kat ediyorlardı uzak yakın yolları.
Her işte olduğu gibi, bu gibi durumların da bir zıttı vardı şüphesiz! Yani üzerine giyecek paltosu olmayanlar… Asıl süper kahraman onlardı. Kışın soğuk, yazın sıcak yenemezdi onları. Ve kimsenin bilmediği gizli güçleri vardı. Görünmezlik… Paltoların altındakiler görmezdi onları… Çünkü o kadar kendileri ile meşguldüler ki…
Karşıtlıklar üzerine biraz düşündü. Çayın dumanından cam buğulandı. Eliyle sildi. Karşı camın perdeleri açıktı. Normalde hiç sevmezdi bakmayı. Camı perdesi açık da olsa bir evin içini gözetlemek de ahlaksızlıktı. Hırsızlıktı… Ancak dev televizyon ekranında oynayan yemek programını görmemek imkansızdı. Buldukları nimete nankörlük eden ve izleyerek de bu nankörlüğü perçinleyen insanların varlığını, sonra da yiyecek yemeğe muhtaç olanları düşündü bir müddet. İki uç arasındaki saçmalamalarımızın da hayata dahil olduğunu fark etti sonra.
Emine Cuma

Yorumlar