Bir Gencin Hatıraları-9
- haddizatında dergi
- 1 Ara
- 2 dakikada okunur
Efe, Genç'in evinde geçirdiği geceden sonra kendi evine döndüğünde kapıyı açarken bile içindeki hisler değişmişti.
Ev aynı evdi oysa… Koridordaki ayakkabılar, salona sinmiş hafif yemek kokusu, masanın üzerinde henüz bitmediğinden arasına kalem konulmuş ve bir sonraki okuma için bekleyen dergi… Görünürde her şey aynıydı ancak hiçbir şey eskisi gibi değildi.
Annesi mutfaktaydı. Yemek koymuş, telefonu elinde kısa kısa mesaj yazıyordu. Babası salondaki koltuğa uzanmış, televizyon izliyordu.
Kimse birbirine bakmadan kendi hâlinde… Sessizlik vardı ama huzurdan kaynaklanan bir sessizlik değildi bu; alışkanlığın, umursamazlığın sessizliğiydi. Yıllardır her bir hücrelerine sinen ve yalnızlıklarını yüzlerine vuran bir sessizlik...
Efe ayakkabılarını çıkardı, çantayı köşeye bıraktı.
Genç'in evinde geçirdiği sabahı düşünmeden edemedi.
Baba, yumuşak bir sesle herkesi namaza kaldırmıştı…
Anne, dua ederken kalbinin içini ortaya dökmüştü; tanımadığı insanlar için bile rahmet dilemişti.
Sonrasında kahvaltı masasında herkes birbirinin yüzüne bakarak konuşmuştu.
Burada ise…
Efe’nin eve girdiğini kimse fark etmemiş gibiydi.
Annesi:
-Efe geldin mi, diye sordu gözünü telefondan ayırmadan.
Babası ise oğlunun gelişini dahi fark etmemiş, kulaklığını takmıştı. Futbol yorumuna hararetle kafa sallıyordu.
Efe, içini çekti.
Kıyaslandıklarını bilseler muhtemelen çok üzülürlerdi. Ancak Efe'nin zihninde bu fark kendiliğinden oluşmuştu. Hem insan mevcut durumunu kıyaslar olmadan anlayabilir miydi?
Gencin evinde geçirdiği gece ve sabah, istemese de sürekli aklına geliyordu. "Sanki herkes birbirinin kalbini duyuyor,” diye düşündü.
“Bizde ise herkes kendi kabuğunda.”
İnsanı üzen, ancak bir yandan da fark etmesine sebep olan bir kıyasın eşiğindeydi yine...
Odaya geçip kapıyı kapattığında o sabah duyduğu dua tekrar yankılandı zihninde:
“Allah’ım, darda kalmış kullarına yardım eyle…”
Ne kadar başkaydı o sözlerin hissettirdiği sıcaklık ve evde oluşan hava.
Efe yatağına oturdu; Genç’in annesinin dua ederken ki huzurlu yüzünü hatırladı.
Bir an için, "Keşke bizim evimizde de böyle bir hava olsa," diye geçirdi içinden.
Sonra da düşüncesinden utandı; ailesini seviyordu, sadece…
Sanki eksik olan bir şeyler vardı.
“Belki,” dedi kendi kendine,
“Belki bizim evde de bir gün böyle olur…”
Bu umutlu düşünceyle gözleri doldu ama ağlamadı.
Sadece sessizce oturdu ve öğrendiği bu yeni hayatın gölgesinin odasına yayılmasını izledi...
Aysel GÜR

Yorumlar