DUYGULAR
- haddizatında dergi
- 23 Haz
- 1 dakikada okunur
Bugün ağır misafirlerim var!
Duygular…
Her bir duygumu misafir edeceğim bugün... Hepsi adeta bir Osmanlı veziri azamı gibi vâkur ve heybetliler...
Salonuma buyur ediyorum hepsini.
Ağır ağır yürüyerek yerlerine geçiyorlar.
Konuşuyoruz tek tek…
İyi bir ev sahibi olmak en büyük emelim.
Neden sonra hüzün ile göz göze geliyoruz.
“Çok acı verdiniz” diyorum.
“Benim sayemde neler öğrendiğini düşün. O zaman benim kıymetimi daha çok anlayacaksın,” diyor. Sonuna kadar haklı...
Aşka fazla bakmamaya çalışıyorum.
“Beni görmezden geliyorsunuz” diyor.
Doğru söylüyor. Ben aşkı hep görmezden gelirim.
“Tüm şiirlerimde siz varsınız,” diyerek gönlünü almaya çalışıyorum.
Kızgınlık sert sert bakıyor. “Korkma benden” diyor. “Ben senin birey olmanda, motivasyonunda” etkiliyim diye ekliyor.
Ah, şaşkınlık... “En çok size aşinayım” diyorum. “Lütfen beni bir an bile olsa yalnız bırakmayın. Hayatı sizinle keşfetmek, şaşırmak, hayret etmek o kadar güzel ki...” Bir karıncayı, yıldızları ve de insanları...
Beni ben yapan tüm duygularımla tek tek konuşuyorum. Ben onlardan razı onlar benden razı olsunlar istiyorum. Hepsi vakti gelince tekrar bana uğrayacaklarını söyleyerek kalkıyorlar.
Hasret en sona kalıyor. “Gönül koyma bana” diyor. “Çok çektirdim sana... Adeta benimle yoğruldun, benimle büyüdün. Ben de böyleyim işte.” diyor. “Fıtratım bu...”
“Gönül koymadım sana” diyorum. "Kırıldığım, hasret kaldığım yerlerden filizlenmeyi, çiçek vermeyi öğrendim. Daha güçlüyüm artık. Önceden bir fidandım. Her kırıldığım yerden güçlenerek çıktım. Huzur veren bir orman oldum. Bugün bir yazarsam senin sayende” diyorum.
“Ne mutlu bana" diyor... Mutluluğa her gün gelmesi için sesleniyorum.
İşte benim vâkur duygularım...
Sahi siz hiç ağırladınız mı duygularınızı? Herkes duygularını en az bir kere de olsa evinde ağırlamalı bence... Yüzleşmeli ve barışmalı kendisiyle...
Begüm Özkaya Kurt

Çok güzel