Bir Gencin Hatıraları-1
- haddizatında dergi
- 6 Eki
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 Eki
Gece çok bunaltıcıydı. Sonbahar ayazı iyiden iyiye kendini gösterse de gencin yüzünde, özellikle de çenesinde boncuk boncuk terler vardı.
Ev sessizdi. Herkes uyumuştu. Çoğu zaman boğulacakmış gibi hissederdi. Ama bugün başkaydı. Nefes alamıyordu, göğsü daralmıştı. Boşlukta uçuşan bir perde gibiydi. Ne sıyrılıp kendine bir yön tayin edebiliyordu ne de bulunduğu yere ait hissediyordu.
Belki de ne istediğini bilmiyordu. Kendini tanıyor muydu ki yeterince? Yoksa bu kaybolmuşluk hissi de bir grip salgını gibi toplumda dolaşan bir hastalık mıydı? Belki de maddi alemdeki tamamlanmışlığın manevi cihetteki eksikliğiydi! Neyse neydi, gençlerin buna kafa yoracak mecali de yoktu zaten! Tek düşündüğü bir an önce bu histen kurtulmaktı.
Boş bakışlarla caddede gelen geçeni seyre daldı. Karşı büfeden alışveriş yapanlar dikkatini çekti."Heh" dedi içinden. Onları da beğenmiyordu. Büyürken ailesinden edindiği değerlerin gölgesine sığındı bir an. Burası güzeldi, temizdi, korunaklıydı. Ama arkadaşları tarafından kabul görmesine mani oluyordu.
Onların yanında ise onaylamadığı cümlelere ses çıkarmamak son derece ezici bir duyguydu. Üzerinde yine o baskıyı hissetti. Kafası çok karışıktı gencin.
Yarın okul vardı. Yüzündeki terler ayazdan dolayı buz tutmuş gibiydi. Balkondan mutfağa geçip kapıyı kapattı. Yine çözüm bulamamıştı. Lambayı dinlendirdi, yatağa uzandı. Besmele çekip elini yanağının altına koyarak sağına yattı. Kafasında tüm gün maruz kaldığı çelişkili cümleler, uyuyakaldı...
Emine CUMA

👍